Subscribe:

MEHMET ALİ ARSLAN Haber News

11 Ocak 2013 Cuma

Kerem ATBAŞ Yazdı - ÇAMURA SÜRME TAKTİĞİ


Bir alaycı gülümseme yeniden o ürkütücü tarihi hatırlatıyordu. Bu lanetli tarihten bir türlü yakamızı kurtaramadık.
Ağır zincirler gibi her defasında ayaklarımıza dolanan prangalar dayanılmaz acılar yaratarak her dokunuşta biraz daha büyüyen aynı tarihi acıdır.
Dolayısıyla büyüleyici yanları yumuşak cazibelerle birleştirerek ulaşılması çok güç olan tılsımlı bir ışığa büründürüp insanların ilgi ve alakasını başka yöne çekip, insanları asıl amaçlarından saptırarak kof, boş gündemlerle uğraştırıp, sessizce amaçlarına ulaşmaktır gayeleri.
Genellikle köksüz ve temelsiz olduğunu bildiğim ilişkiler ruhumu ezip acı veriyor. Çekilen derin ızdırapların üzüntüsü ile sırtımızdaki yükün ağırlığını daha fazla hissedebiliyoruz.
Bütün geçmişin izlerini birbirimizin yüzlerinden okuyarak çekilen acıları anlayabiliyoruz.
Bu sefer oyunu sergileyen aktör değişik; müziğin ritmine göre oynayacak piyonlar bulunmuş, enstrüman çalan grup hazır, zaman ayarlaması tamamdır.
Oyunu sergileyen asıl aktöre bakmak yeterlidir. ‘’Toplumun her kesiminde gelenler var ‘’ deniliyor. Ancak ne hikmetse ezop dediğimiz bir üslupla tüm halkımız hedef tahtasına oturtulmuş, bitmişlik çürümüşlük v.b.gibi ne kadar yakıştırmalar varsa açmış ağzını yummuş gözünü döktürmüşte döktürmüş.
Bireyci zihniyetin öncülüğünü köstebekler yürütür. Kör olduğuna bakmayın bencil ve hainliği ile tanınır. Tek başına bir felakettir.
Yön saptırma dediğimiz yöntem aynı zamanda ‘’ buna çamura sürme taktiği’’ derler.
Nasıl mı? Savaş sanatları adlı bir kitap okumuştum. O kitabın savaş taktikleri kısmında neodartallerin o dev mamutları nasıl avladıklarını anlatıyordu.
Neodartaller; edindikleri deneylerden hareketle mamutların ateşten korktuklarını keşfederler, bir araya toplanıp plan yaparlar ve bir grup insan eline birer meşale alır yarım çember dahilin de mamutların üzerine yürürler, korkan mamutlar ateşin olmadığı ama kurdukları tuzağa doğru bihaber bir şekilde can havliyle ,hızla konuşarak yaklaşırlar. Çekildikleri yer bataktır, batağa saplanırlar. Çıkmak için çırpındıkça biraz daha batarlar ve sonunda çamurdan çıkamaz duruma geldiklerine kanaat getiren, artık mamutların savunmasız kaldıklarını gören avcı topluluğu mamutları öldürüp etlerini parça parça almak kalıyor geriye. ‘’ Çamura sürme taktiği’’ budur.
Dolayısıyla her türden insan problemi zaman unsuruna göre belirlenmiş görece bir noktadan bakılarak değerlendirilmelidir. Düşünsel düzlemde şimdiki zaman geleceğin insanına ister istemez yansıyacaktır zaten. Bu nedenle herkes kendi zamanı için doğru yaşamalıdır ve geleceğe doğru makul bir miras bırakmalıdır.
Toplumsallık adına, aydın ve demokrat maskesi ardına saklanıp,etrafa sempatik gülücükler dağıtarak hoş görünmeniz; pratikte uyguladıklarınızla arasında azımsanmayacak ölçüde çelişkinin olması sizleri deşifre ediyor. Yoksa insanları mamutlara mı benzettiniz? sizi gidi feodal komplocuları sizi!!!.. Nasıl olsa toplum eleştirilerden korkuyor, bizde her seferinde eleştiri adı altında ağzımıza geleni ardımıza koymayalım deyip, karalama fulyasını başlatalım. En sonunda meydan boş kalır bizde istediğimiz gibi at koştururuz.  
Bizde diyoruz ki, bunlar ham hayallerdir. Kürt halkı artık geri kalmış bir toplum değildir. Kendi öz evlatları olan, aydın entelektüel, demokrat, yazar ve çizerlerine kavuşmuştur. Çok geç kaldınız; sizin büyük babalarınızda böyle düşünüyordu. Ama geriye dönüp bir bakın yeni bir tarih yazıldı. Bunun ismi, direniş tarihidir. Diyoruz ki yaşamı adıyla sanıyla yaşayalım. İnsanca onurlu bir yaşamı esas alalım. Yaşama karşı sessizce, bir taşın suda batması gibi yok olmayalım. Çağıldayarak ses çıkaran çağlayanlar gibi vahalara can verelim.
Geleceğimiz için her zamandan daha güçlü, daha kararlı, daha keskin, daha azimli olmamız gerekirken, belki duymuşsunuzdur, Roboski de savaş uçaklarının attığı bombalarla parçalanan çoğu çocuk olmak üzere 34 bedenin parçalandığı yıl dönümünde,tüm halkımız yasta olan bir zaman diliminde sizin eğlenceli gece düzenlemeniz ile neyi amaçladığınıza bir türlü anlam veremedik? Bir yerlere diyet borcunuzmu vardı.
Ha bilmiyor değiliz, açlık grevleri sırasında da aynı pervasızlıklalarınız devam etmiştir. Açlık grevlerini görmezden geldiğiniz, yetmiyormuş gibi açlık grevine destek veren insanları hedef tahtasına oturtunuz; bitmedi asimilasyon aracı olan YİBO lara eleştirel birbakış açısıyla değerlendirmeye tabi tutan yöremizin evladı olan Murat AVŞAR; Bizzat orada birebir yaşadıklarını tarafsız, bilimsel ve kavratıcı yöntemlerle açıklayıcı anlam yüklemiştir. Makalelerini yazarken çocukluk ruh halini yıllar sonra ağlayarak anlatması büyük bir inancın ve bağlılığın bir gereği olarak algılamamız gerekirdi.
Buna karşılık sizler nasıl cevap oldunuz? Bölgemizde Yiboların başarısını anlata anlata bitiremediniz. Bu yaptıklarınız tesadüfi mi? Yoksa bizim bilmediğimiz bir durum mu var ? İnsan olmak ve insanlığı korumak,insani değerlere sahip çıkmak,gerçek insani bir tutum,davranış ve görevdir.
Köle hizmete kusur etmedikçe;Efendi kırbacına yönelmez. “Lafazanlığın ve gösterişin düşkünlüğünün ahlakla bir arada bulunması nadirdir.CONFİCİUS.Halkımızın eli yakanızı bırakmayacaktır, bilesiniz…

0 yorum:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.